|
**
TEMEL FIKRALARI
1-Trafik
Trafik polisi Temelin kullandığı arabayı durdurur ve:
-Sizi tebrik ederim beyfendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size üçyüzmilyon lira ödül vereceğiz, ne yapmayi düşünüyorsunuz, demiş.
Temel:
-Hemen cidup bi ehliyet alacagim demis.
-Ne! senin ehliyetin yok mu?
demeye kalmadan yandan Fadime söze girmis:
-Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi
Polis iyice sinirlenmeye baslamis.
Derken arkadan dursun:
-Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola
çikmayalim basimiza bi is gelir diye.
Trafik polisi iyice zivanadan çikmis ve bagajdan idris
atlamis:
-Noldu usaklar geçtik mi siniri?
2-Medeniyet
Gümrük kapisindan bir Ingiliz, bir Fransiz ve bir Türk geçmek için bekliyorlarmis.
Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye baslamis. Önce Ingiliz in valizine
bakmislar. Içinden 7 adet don çikmis. Hemen sormuslar Ingilize :
- Niye 7 tane?
- Haftanin yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Sali, Çarsamba...
Gümrük görevlileri, "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizlige bak
adamlardaki." diyerek Ingilizi takdir etmisler. Sira Fransiz in valizine gelmis,
açmislarbakmislar 8 tane don. Hemen Fransiz a sormuslar :
- 7 yi anladik da niye 8?
- Pazartesi, Sali, Çarsamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne yedek...
Gümrük görevlileri yine, "Vay be! Adamlardaki temizlige medeniyete bak!"
demisler.Sira Temel e gelince açmislar bakmislar tam 12 adet don. "Vay be!
Ne varsa bizim insanimizda var. Su medeniyete, su temizlige bak!" Sormuslar :
- Neden 12 adet?
- Ee, neden olicak 12 ay vardur... Ocak, Subat, Mart,..:-)
3-Tatbikat
Temel ile Dursun bir gün parasüt tatbikatina katilmislar. Diger paraşütçüler
gibi onlarinda uçaktan atlama siralari gelmis ve kendilerini bosluga
salıvermisler. Temel in paraşütü açilmis ancak Dursun un ki açilmamis.
Dursun Temel e :
- Ula Temel bu meret açılmayi da!..
Temel :
- Ula Tursin yardimci parasüti aç usagum!..
Dursun yardimci parasütü açmaya çalismis fakat o da açılmamis ve
Dursun Temel e :
- Ula Temel bu merette açilmayi.
Temel :
- Bos ver usagum nasul olsa tatbikattayiz...
4-Amerikalı
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...
Amerikalı bir saray görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor. Temel :
-5 yılda, diye cevap veriyor... Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı. Biraz sonra bir cami göruyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... Temel :
-2 yıl, diye cevap veriyor. Amerikalı :
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. Temel uyuz oluyor duruma...
Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı... Temel :
-2 ay, diyor. Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor.
Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar...
Amerikalı yukarıyı göstererek : -Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa...
5-Cenaze namazı
Temel'in annesi ölmüş. Cenaze namazında bir kenarda duruyormuş. Soranlara: -Pen cenaze namazi kilmasini pilmeyrum" diyormuş. Bir müddet sonra kayınvalidesi ölmüş. Namazda Temel'i en ön sırada görenler: -Hani sen çenaze namazi pilmezdun? -Pu çenaze namazu tegil çi, payram namazu.
6-Haline Şükret
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.
7-Rötuş
Temel çok iyi bir doktordur" demiş Cemal..
"Nereden biliyorsun" demişler.
"Geçen yıl çok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, röntgende rötuş yaptı."
8-Temel Amerikaya savaş açarsa
Temel ve Dursun amerikanın ırak a savaş açmasını hazmedemeyip Amerikaya savaş açmaya karar vermişler.
ne yapıp edip Bush un telefonuna ulaşmışlar..
ve arayıp konuşmaya başlamışlar
Temel:sayın Bush siz Iraka savaş açtinuz bizde size açayruz
Bush:siz kimsiniz hangi ülkesiniz..
Temel:biz Rizeliyuz
Bush: peki asker sayınız kaçtır
Temel:ben ve arkadaşım Tursun toplam içi
Bush:silah sayınız kaçtır
Temel:benım dededen kalma çakıralmaz,Tursun unda bi tekkırma tüfek
Bush:buna karşılık bizim 20.000 askerımiz,5.000 uçaksavarımız,3000 gemimiz var
Temel:ben sizi tekrar arayacağum..
Amerikalılar oturmuşlar aramışlar taramışlar sonunda Rize yi bulmuşlar,bakmışlar ufak bir yer şok olmuşlar
Temel tekrar aramış..
Temel:Sayın Bush biz size savaş açıyoruz
Bush:asker sayınız
Temel:ben,Tursun ve kahveden birkaç arkadaş toplam 5 çişiyuz
Bush: peki silah sayınız
Temel:benim çakıralmaz,Tursunun tekkırma,kahvedeki arkadaşlardan birunun çakısı bide biçerdöver
Bush:buna karşilık bizim asker sayımız 50.000 e ulaştı,10.000 uçaksavarımız ve 7.000 gemimiz oldu
Temel:biz sizi tekrar arayacağuz...
bir müddet sonra Temel tekrar arar
Temel:biz savaştan vaz geçtuk
Bush:neden?
Temel: o kadar savaş esirunu barındıracak yerumuz yok.
9-Burada balık yok
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer.
Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir. Oltasını ve takımlarını alarak işe koyulur.
Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.
10-ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
11-Ütü
Temel, iki kulagi da yanik vaziyette hastaneye getirilmis.
Doktor bu duruma sasirip sormus :
- Nasil oldu bu?
- Ütü yaparken telefon çaldi.
- Peki diger kulagin nasil yandi?
- O da ambulans çagirirken!..
12-Pembe panter
Temel oyuncakçi dükkanina girmis ve görevliye sormus :
- Haçan pen pempe panter istiyrum...
Oyuncakçi, tabii demis, alttaki raftan çikarmis pembe panteri, Temel bir
pembe pantere bir saticiya bakmis :
- Ula punun paska rengi yok mudurda?..
|
|